Dijital Dönüşüm için İşgücü Neden Değişmeli?

Dijital dönüşüm bugünün işgücünü etkiliyor ve etkili işgücü dönüşümünün, yani çalışanlar arasında dönüşüme hazır oluşun, başarılı bir dijital dönüşüm için yaşamsal önem taşıyor. DELL EMC Eğitim Servisleri, İşgücü Dönüşümü Danışmanı Tim Wright yazdı.

Önce dijital: Dönüşüm, Teknoloji ve Hazır Oluş

Dijital dönüşüm ve dijital hazır oluş, başlı başına herkesin dilindeki slogan haline geldiler. Bu terimlerin anlamı, BT ile bağlantılı bir uğraşı olmayanlar da dâhil herkes için faydaları temsil etmekte ve karmaşanın arttığı bir dünyaya doğru sürüklendiğimiz bu dönemde modern teknolojilere ilişkin ortak bir anlayış benimseme çağrısını simgelemektedir. Daha fazla sayıda cihaz, daha fazla sayıda insanı etkili ve işbirliğine dayalı yollarla birbirlerine bağlamaktadır.

Dijital dönüşümü kabaca “iş dünyasının tüm çehresini değiştirecek şekilde dijital teknolojinin uygulanması” olarak tanımlarsak gerçek anlamının hakkını vermemiş oluruz. Dijital dönüşüm aynı zamanda, insanların işlerini yürütme, kararlarını verme, problem çözme ve sonuç elde etme yöntemlerinde sonuç olarak ortaya çıkan değişimdir. En nihayetinde bireyin dönüşüme hazır oluşu, kuruluşun hazır oluşuna katkı sağlar ve iş sonuçlarının iyileşmesiyle bağlantılıdır.

Buna şöyle bakın:

Dijital dönüşüm küresel işletmeler genelinde muazzam değişiklikler, gelişmeler ve atılımlara neden olur. Dijital hazır oluşa yönelik acil ve artan bir ihtiyaca da yol açar.

Dijital teknoloji insanların çalışırken kullanmaları gereken araçlar ve süreçlerdir. İşgücü çözümleri açısından, Dell EMC’de bizler doğru insanların ellerine verilen doğru teknolojinin, insanların sınırlama olmadan çalışmalarına olanak tanıdığını söylemeyi severiz.

Dijital hazır oluş, insanların dijital teknolojiyle nasıl çalışacaklarına ilişkin düşünceleri, algıları ve yaklaşımlarındaki dönüşümdür.

Hazır oluş açısından, bugüne kadar karşılaştığım en heyecan verici dijital zihniyet tanımı, Shahana Chattopadhyay’nin 7 Characteristics of a Digital Mindset (Dijital Zihniyetin 7 Özelliği) adlı makalesinde yer almaktadır:

Dijital zihniyet bireylerin ve kurumların dijital çağın olanaklarını görmelerini, daha derin kişisel ve daha fazla profesyonel tatmin için kolaylıklarından yararlanmalarını ve daha insan merkezli, amaç güdümlü ve bağlantılı işyerleri tasarlamalarını sağlayan bir dizi davranışsal ve tutumsal yaklaşımdan oluşur. Dijital zihniyete sahip bir birey teknolojinin her türlü etkileşim ve eylem biçimini demokratikleştirme, ölçeklendirme ve hızlandırmadaki gücünü anlar. Dijital bir zihniyete sahip olmak, Ağ Çağının bu etki spektrumunu ve bununla ağırbaşlılıkla yüzleşmek için gerekli olan yetenekleri ve tutumları kavramak anlamına gelir.

Kabul!

Dönüşüme hazır olmayan teknolojik dönüşümün, sahip olduğu potansiyelden daha az şey başaracağı açıktır. Hazır oluşu sağlamak, en az teknoloji bileşenlerini kurmak ve entegre etmek kadar önemlidir. Bir işletme, çalışanları dönüşmedikçe – ya da dönüşene kadar – dijital dönüşüm sağlayamaz.

Dönüşüme hazır oluşu sağlamak, dijital kültür inşa etmenin ayrılmaz parçasıdır. Dijital kültür teknolojinin ve hazır oluşun yanı sıra, bu ikisinin süreklilik esasına dayanan entegre uygulamalarıyla doludur. Dijital kültür, kendi dijital teknolojisi ile tanımlanır. Dijital kültür insanlar ve teknoloji arasındaki ilerici bağlantıyı düşünür, söyler ve uygular.

Realizing 2030: A Divided Vision of the Future (2030’u Gerçekleştirme: Geleceğe Dair Bir Fikir Ayrılığı) raporunda, Michael Dell sırasıyla şunları aktarmıştır:

İnsan-makine ortaklığının bir sonraki çağına girmekteyiz ve bu ortaklık insan ruhunun yaratıcılığını, ilhamını, zekâsını ve merakını katlanarak artıracak güçte teknolojiye sahip daha entegre ve kişisel bir ilişkidir.

Bu bir sonraki çağda, kuruluş genelinde dijital kültürü inşa etmek için iki parçalı bir strateji gereklidir: iletişim ve katılım. Her ikisi de, dikkatli planlama ve karmaşık uygulama gerektirir.

Bunları birer birer inceleyelim.

Dili Konuşma

Yeni kültürü yansıtan dili ne kadar erken ve ne kadar çok kişi konuşursa, kültür o kadar erken ve o kadar eksiksiz bir şekilde yerleşir. Bu sadece dijital dönüşümün reklamını yapan moda sözcükler ya da sloganlar söyleyip durmak demek değildir.

Bu kültürü, yani bu kültürün bileşenlerini, faydalarını, değerlerini, sınırlamalarını ifade eden dili kullanmak demektir. Elbette bu dili kullanmak, herkesin anladığından emin olmak için gerektiği her noktada bu dilin açıklanmasını da kapsar. Kültürü herkesin kavraması niyeti ile açıklamak, açık ve tam olarak iletişim kurmak için kişinin zaman ayırmasını gerektirir.

İletişime hem mesaj (ne söyleneceği), hem elçi (kimin söyleyeceği), hem de sıklığa (kaç kez söyleneceği) dikkat ederek yaklaşın.

Mesajı geliştirmenin en iyi yolu sorular sorma ve yanıtlama (yanıtları bulma) olabilir. Jim Reznicek tarafından kaleme alınan Preparing Your Workforce for a Digital Transformation (İşgücünüzü Dijital Dönüşüme Hazırlama) başlıklı iyi yazılmış blog yazısı, Mart 2018’de Jabil blogunda yayınlanmıştır. Şu belirli soruların çalışanlarla birlikte ele alınması önerilmektedir:

Dijital dönüşüm nedir?

Şirketimiz neden bir dijital dönüşümden geçiyor? Günlük çalışma rutinimize dâhil olacak yeni teknolojiler neler?

Dijital dönüşümün çalışanlarımız üzerinde ne etkisi olacak?

Dijital dönüşüm takvimi nedir?

Şirket gelecekteki değişikliklere çalışanlarını nasıl hazırlayacak?

Ben yukarıdaki sorulara şu soruyu da eklemek istiyorum: böyle bir dönüşüm, benim şu anda yaptığım neleri daha iyi yapmamı sağlayacak?

Bu soruları çevreleyen iletişim birkaç farklı yolla sunulabilir. Öncelikle, şirketin liderler ekibinin, şirkette yaşanan dönüşüme ilişkin nasıl, neden ve ne zaman sorularını, kendi bakış açılarından yanıtlamada etkin bir rolü vardır. Şirketin üyeleri, CEO’nun bu tür sorulara vereceği yanıtları duymak ister. Ardından bu sorulara verilen yanıtları, CFO, COO, CIO, CCO’dan başlayarak ilk amirleri ve ekip liderlerine kadar herkesin vereceği yanıtlarla karşılaştırmak isterler. Çalışanların gerçek bir dijital kültür haline gelmenin tam anlamı hakkında çok fazla şey duymaları neredeyse imkânsızdır.

Günümüzün yoğun rekabet içindeki küresel iş arenasında, her avantaj çok önemlidir ve çoğu şirket için yetenekli, motive ve yaratıcı bir işgücünden daha büyük bir avantaj yoktur.[1]

Çalışanlar her ne kadar liderlerinden gelecek mesajları duymak isteseler de, “her şey dijital” konusunda kendi anlayışlarını, bakış açılarını ve olasılıkları paylaşmak için sık ve yapılandırılmış fırsatlara da sahip olmak isterler. Kültür inşası konuşmak kadar dinlemeyi de gerektirir.

Oyuncuları Oyuna Dâhil Etme

Şirketin dijital dönüşümü ile ilgili neler olup bittiğini konuşma fırsatı, insanları yeni kültürün geliştirilmesi sürecine dâhil etmenin önemli bir yoludur. Dijital zihniyetlerini geliştirmek amacıyla çalışanları oyuna dâhil etmeye yönelik üç ek yaklaşımı göz önünde bulundurun.

Öğrenme. Dijital dönüşümün birincil amaçlarından biri rutin, öngörülebilir ve şablon bulucu görevleri insanların görevleri arasından çıkarmaktır. Bu da insanların tasarım odaklı düşünme ve yaratıcı üretim konularında diğer insanlarla etkileşim halinde olacakları – ya da olmalarının bekleneceği – anlamına gelir. Bunun için Agile/Scrum yönteminin, tasarım odaklı düşünmenin ve işbirliği becerilerinin sunduğu fırsatların öğrenilmesi gerekecektir.

Yapay Zekâ alanında yaşanan ve ‘if-then-when’ algoritmalarından makine öğrenimine uzanan gelişmeler, insanların parçası olacakları öğrenme deneyiminde köklü değişimler yaratır. Dijital teknoloji dijital hazır oluşu güçlendirmenin yollarını sağladıkça, bireyler kendi öğrenim süreçlerinin kontrolünü etkili bir şekilde ele alabilirler. Harmanlanmış, tamamlayıcı bilgi ve eğitim olanakları sunan deneysel öğrenme platformları, çalışanların işlerine yarayan dijital teknolojiyi deneyimlemelerini sağlar.

Bilgi, eğitim, öğrenme deneyimlerinin bireyle karşılaşma araçlarının ve platformlarının yenilikleri, sayıları ve etkililikleri artmaktadır. Öğretmenlerin kontrolünde yapılan sınıf içi eğitimleri anımsamaya çalışın ve çevrimiçi/talep üzerine, mobil, canlı akış, öğrenci tarafından üretilen videolar, AR/VR ve benzeri gelişmeleri düşünün. Bir şirket bu karşılaşma araçlarını ve platformlarını ne kadar çok kullanırsa, bu zihniyetin ve kültürün başarılı olabileceği dijital teknolojiyi o kadar kapsamlı bir şekilde inşa edebilir.

Özet: Etkili ‘Dijitalleşme’ için 4 İpucu

Dijital teknolojiye, ekip üyeleri genelinde gerçek bir dijital zihniyet eşlik etmelidir.

Tümleşik ve kapsamlı bir dijital hazır oluş, gerçek bir dijital kültür oluşturur ve böyle bir kültürü pekiştirir.

İyi tasarlanmış ve uygulanan bir iletişim stratejisi, şirketin tüm üyelerinin, dijital kültürü güçlendirecek şekilde dijital konuşmalar yapmalarını sağlar.

Öğrenme, deneyimleme ve dijitalin fark yarattığı birçok yönteme maruz kalmanın keyfini çıkarma süreçlerine şirketteki herkesi dâhil etmek, dijital kültür stratejisinin diğer yarısıdır.

Dijitalin ve işgücü dönüşümünün durmak bilmeyen temposu, hepimiz için yeni zorluklar yaratıyor. Dell EMC Eğitim Hizmetleri Ekibi, günümüz pazarı için eğitim ve sertifika portföylerimizi genişleterek müşteri başarısı sağlamaya odaklanır. Sorularınız varsa veya Dell EMC Eğitim Hizmetleri’nin eğitim ve sertifikaları hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız, Dell EMC temsilcinizle görüşmeyi unutmayın.

[1] Dell’in Unleash the Creative Force of Today’s Workers (Günümüz Çalışanlarının Yaratıcı Gücünü Serbest Bırakın) adlı araştırmasında, çalışanların %20’sinin sahip oldukları teknolojiden memnun oldukları ve Y kuşağının %42’sinin standart altı teknoloji nedeniyle istifa edebileceği saptanmıştır.

Kaynaklar:

The Growing Demand for AR/VR in the Workplace (İşyerinde Yükselen Artırılmış Gerçeklik/Sanal Gerçeklik Talebi)

Redefine Your Workforce Enablement through Productivity (Verimlilik Aracılığıyla İşcücü Katılımınızı Yeniden Tanımlayın)

Unleash the Creative Force of Today’s Workers (Günümüz Çalışanlarının Yaratıcı Gücünü Serbest Bırakın)

About the Author: Dell Technologies